18 Mart 2015 Çarşamba

Aşk yoluna düştüğünde...

  Bir kere aşk yoluna düştüğünde, artık sen de uzun süreli bir değişim ve dönüşüm
sürecine girmişsin demektir. İpekböceği gibi, kelebek gibi, sen de aşkın için  hedefine ulaşmada tekamülünü tamamlamak üzere sürekli değişeceksin.  Yana  yana pişeceksin; hamlığı atmak zor bir süreç ama çiğliğin gidecek de olgun bir  meyve haline geleceksin. Aşk yoluna düştün mü, istesen de istemesen de  değişeceksin. 
  Hangi yola düşersen düş, düştüğün yolda yürüyecek, koşacak, yorulacak ve hatta zaman zaman korkacaksın. Korkularınla yüzleş! Göreceksin ki, onlar da senden korkuyorlar. Yola revan olduktan sonra, Güneş'i de göreceksin, Ay'ı da... Bulutları da göreceksin, yağmuru da, meltemi de göreceksin fırtınayı da... Geceyi de göreceksin, gündüzü de... Belki yoluna vahşi hayvanlar çıkacak, belki önünü eşkıyalar kesecek... Vazgeçecek misin ? Bazen yokuş çıkacaksın bazen köprülerden geçeceksin, bazen önüne uludağlar çıkacak... Bazen üşüyeceksin, bazen terleyeceksin ve belki de susuz kalacaksın... Her gördüğün serap, seni umutlandıracak ama hayalin görüntüsü olduğunda üzüleceksin. Ama sen vazgeçme! Çünkü sen bu yola baş koyduğunda, senin azmin ve gayretin, sabrın ve tahammülün, hepsinden önemlisi senin aşk dolu  yüreğin karşısında tüm engeller bir bir kenara çekilmeye başlayacaktır. Tüm başına gelenler, gerçekte, seni aşk yolunun sonunda, seni bekleyen sevgiliye kavuşturacak pişmelerdir. Sen ham bir halde sevgiliye nasıl ulaşacaksın? Yanmadan, kavrulmadan, pişmeden, kaynamadan, haşlanmadan nasıl olur da aşkın lezzetli bir kıvama gelir? Çiğ hamur mu seversin, yoksa tandır  ekmeği mi ? Çiğ eti mi, yoksa kebabı mı ? Söyle ; pişmeden lezzet elde edilir mi ? Sen de kabul et ki, pişerek değişecek, değişerek dönüşeceksin...
Aşka Konan Pervaneler... 

1 yorum: